Bir arkadaşım var. Kedileri çok seviyor. Yalnızlığı da. Kedileri yalnızlıktan daha çok seviyor galiba, emin değilim. Ağaçları seviyor. Denizi ve vapurları da. Ama doğum günlerini asla! Yok öyle koşturması, gürültüsü bol kutlamaları değil, hiçbir ayrım yapmadan doğum günlerini. “Şeeyy, doğum günleri o kadar da kötü değildir aslında” desem, oracıkta iflah olmaz bir şamatacıya dönüşecekmişim gibi hissettiğimden susuyorum.
Neyse ki, kitaplar var. Susanların yerine de konuşurlar. Bazen iflah olmaz şamatacıların bazen gürültüden köşe bucak kaçanların yerine… Doğum günlerini hiç sevmeyen kediler adına kimi zaman da. Parti için hiç de sabırsızlanmadıklarını, kucaktan kucağa gezmekten hoşlanmadıklarını anlatılar kedilerin. Biz insanların önemsediği şeylerin onların dünyasında bir karşılık bulmadığından söz ederler. Sonra müzik, dans ve kostümlerle ilgili fikirlerinden bahsederler kedilerin. Uzaktan izledikleri, o gürültüsü tükenmek bilmeyen oyunlar hakkında düşündüklerinden bir de. Pastalar ve ağaçların kediler için anlamlarını da anlatır kitaplar. İyi ki varlar yoksa hiç bilemezdik kedilerin doğum günlerini sevmediğini. Hiç işitemezdik masaların altına, ağaçların tepesine saklanan sessizlerin sözlerini.

Kediler Doğum Günlerini Sevmez her sayfasından konfetiler, şekerlemeler, düdükler, pastalar fışkıran bol curcunalı bir kitap. Çocuklar ağız dolusu gülüyor, rengarenk kostümlerle dans ediyor, oyundan oyuna koşuyor, eğlence hiç bitmiyor. Tüm bu neşenin içinde “o yöne bak, sessizce oturana” diyor. “Herkesin aynı şeyleri sevmesi imkânsız, sınırlara saygı duymak gerek” diye ekliyor ardından. Bazen susuyor, bir kedinin gözlerindeki endişeye ortak ediyor bakanı. “Kediler çocukların oyuncağı değil!” demeyi sayfayı tutana devrediyor. Hem de kafasında parti şapkası, ağzının kenarında çikolatalı pasta varken yapıyorken bunu, biraz koşturma bolca oyunla yani. Sessizlerin sesini ödünç alıyor sonunda da, ağacın daldan dala dostluğun elden ele büyüdüğünü anlatmak için okuruna.

Kediler Doğum Günlerini Sevmez, Nicki Greenberg tarafından yazılıp resimlenmiş. Ali Berktay’ın çevirdiği kitap, İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanıyor.