Sosyal medyada karmaşık duyguların, zorlu durumların bazı dillerde uzun tasvirlere gerek duyulmadan, tek kelimeyle açıklanabildiğini anlatan hesaplar var. Yorumlarda kendisini artık on sekiz harfli bir sözcükle tanımlayacağını söyleyen heyecanlılar, yıllardır aradığı sözcüğe kavuştuğunu ilan eden muştucular, hatta iki saniye önce öğrendiği kelimeyi dövme yaptıracağını söyleyen cesurlar var.
Okumaya devam et “Sözlükten Gelen Nanik: Gizemli Sözcük Açimpa”Kategori: Okul Öncesi – 5+
Yerçekimsiz Bahçeler ve Miyavlayan Korsanlar: Umut Öyküleri
Umut minik bir kız. Şahane bir adı var, ne mutlu ona, sonsuz ferahlık taşıyan böylesi bir sözcüğün zihinlerde tek cinsiyete bedellenmesine izin vermiyor varlığı. Bir insana adı ancak bu kadar yakışır, diye düşündüklerimizden. Gönlünde neşesi, yüzünde gülümsemesi, giysilerinde rengi bol. Hayran olduğu kitap karakterlerine benzemeyi seviyor, en son ne zaman kullandığımı unuttuğum o güzelim “civcivli” sözcüğünü elden ele dağıtmak için sanki gezintileri.
Okumaya devam et “Yerçekimsiz Bahçeler ve Miyavlayan Korsanlar: Umut Öyküleri”Kutup Ayıları Yumurtlar mı?: Sihirli Hayvanlar Okulu- Opera Biletlerinin Gizemi
Sihirli Hayvanlar Okulu’nun sevimli üyelerinden kutup ayısı Mörfi’nin öyküsü bu. Mörfi, hayvan ve insan arkadaşlarının yardımıyla gizem çözmeyi çok seven bir dedektif. Kimi zaman bir mutfakta kayıp kurabiyelerin kimi zaman da bir müzede çalınan tabloların peşinde. Yeni macerasında da sokaklarda kaybolan opera biletlerini arıyor.
Okumaya devam et “Kutup Ayıları Yumurtlar mı?: Sihirli Hayvanlar Okulu- Opera Biletlerinin Gizemi”Bir Minik Yara Bandı ya da Milyonlarca Öpücük: Sevgi Nedir Acaba?
Biz yetişkinler her gün kullandığımız kelimelerin düşündürdükleri, hissettirdikleri üzerine pek az konuşuyoruz, özellikle anlamlar söz konusu olduğunda, bir nevi ezbere yaşamak yaptığımız. Yetişkinlik örneğin, olgunlaşmayı yüceltirken sıkıcılığı üzerine söylediklerimiz hep eksik sanki. Anlamları üzerine düşündükçe soğuduğum bir kelime yetişkinlik, o yüzden Monika gibi “büyükler” diyeceğim bize, çocukluğun soruların birbirine çarptığı meraklı günlerini geride bırakan ‘olgunluğa erişmiş’ kimselere.
Okumaya devam et “Bir Minik Yara Bandı ya da Milyonlarca Öpücük: Sevgi Nedir Acaba?”Bir Gün, Bir Parkta, Aniden ve Usulca: Kasırga Kız ve Sünger Oğlan
Kitabın kapağına bakar bakmaz tanıdım kendimi, elleri ardında, bakışları şaşkın, ortada öylece duran oğlan çocuğuna benziyordum ben. Onun renkli elbiseli, bol tokalısı; durgunluğu hanım hanımcıklık diye adlandırılan çocuklardan biriydim işte. Ama sadece hiç görmediğim ülkelerin prenseslerine benzetilmeye devam etmek için kaçınmıyordum büyük hareketlerden, işin açığı gönlüm de yoktu hoplayıp zıplamalara pek.
Okumaya devam et “Bir Gün, Bir Parkta, Aniden ve Usulca: Kasırga Kız ve Sünger Oğlan”