Kitaplarda, filmlerdeki kimi karakterler çevresindekilerden keskin çizgilerle ayrılır. Okuldadır, sokaktadır; iş yerinde ya da evde… Herkes gülerken o somurtur, hepsi uyumludur da bir o ayrık otudur mesela ya da iyilik elden ele gezerken onun aklı fikri kötülüktedir. Özellikle bu sonuncunun öylece yerden bitmediğini anlatır bize metin, karakterin yapıp ettiklerini artık aklımızın ermediği yerde hooop diye geçmişe ışınlar bizi kurgu.
Okumaya devam et ““Girilmez Oda”nın Meyvesi: Hediye Tohum”Etiket: arkadaşlık
Vapurun Peşinde, Söğüdün Dibinde: İda ve Mila
İda ve Mila, iki arkadaş. İda ve Mila, iki meraklı minik. Deniz kenarında, bahçelerde adımlıyorlar. Ağaçları, kuşları, dalgaları, bulutları tanıyorlar. Toprağı ve göğü de. Bildiklerini paylaşıp, bilmediklerini birlikte keşfediyorlar. Bugünün çocuklarının mahrumiyetine vurguyla, özlemle anılan çocukluğa dair ne varsa, İda ve Mila’nın ceplerinde.
Okumaya devam et “Vapurun Peşinde, Söğüdün Dibinde: İda ve Mila”Ağaç Tepelerindeki Sessizlere: Kediler Doğum Günlerini Sevmez
Bir arkadaşım var. Kedileri çok seviyor. Yalnızlığı da. Kedileri yalnızlıktan daha çok seviyor galiba, emin değilim. Ağaçları seviyor. Denizi ve vapurları da. Ama doğum günlerini asla! Yok öyle koşturması, gürültüsü bol kutlamaları değil, hiçbir ayrım yapmadan doğum günlerini. “Şeeyy, doğum günleri o kadar da kötü değildir aslında” desem, oracıkta iflah olmaz bir şamatacıya dönüşecekmişim gibi hissettiğimden susuyorum.
Okumaya devam et “Ağaç Tepelerindeki Sessizlere: Kediler Doğum Günlerini Sevmez”Ayağına Apartman Düşenler, Kendini Kırmızı Balık Sananlar ve Momolar: Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz
Her şey yedi yıl evvel başladı. Yedi yıl evvel “Kucak, yoksa ciyak” günlerinde. Üç basamak ve çekim gücü yüksek o kırmızı düğme sahnedeydi. Annesinin “bu bir mucize.” diyen sesini duyduğunda fark etti olağanüstü güçlerini Maurice Ackerman. Pardon, Süperackerman!
Okumaya devam et “Ayağına Apartman Düşenler, Kendini Kırmızı Balık Sananlar ve Momolar: Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz”Gökkuşağının Altında, Dudağının Kıyısında: İyilik
Zor zamanlardan geçiyoruz. Bu üç kelimeyi hayli sık bir araya getiriyoruz hem de. Zor zamanlar bir köşede öylece duruyor da gündemler ona yeni sıfatlar kazandırıyor gibi. Son bir yılda yaşananlarla işler büsbütün zorlaştı, biliyorum. Bir de paylaştığımız zorluğun dışında kalanlar var, evimizin içinde, aklımızın köşesinde, kalbimizin derininde; bize ait.
Okumaya devam et “Gökkuşağının Altında, Dudağının Kıyısında: İyilik”