Yazı kategorisi: Okul Dönemi 13+

Bir Ad, Bir Tarih, Bolca Emek ve Coşkulu Bir İsyan: Kadınların Nesi Var?

Kadınların nesi var? Biraz sinirliler ve bazen de yetinmek gerektiğini bilmiyor gibiler. Nesi var bu kadınların? Tarih kitaplarından el sallamaya başladılar, imzalarının peşinde koşuyorlar, ellerinde kameralar falan.  Sesleri yükseldikçe yükseliyor, birtakım haklarından söz etmeleri de bitmiyor sanki. Kadınların nesi var? Bir saniye, karşı kaleye gol mu attı o?

Kadınların nesi var? Zor soru. Nelerinin olmadığını sıralamakla başlayalım, belki böyle daha kolay çıkarız bu işin içinden. Tarihte yoklardı, bilimde hele, hiç. Kadınların adı yok desek, hafif kalır galiba. Kadınlar sanki hiç yoklardı. Evet, işte bu! Kadınların nesi var? Nesi olacak yahu, kadınlar yoktu! Erkekler vardı, her yerde, ne çok, hepsi de başarılı, büyük kısmı dâhi hatta. Ve sanki aniden var olma hakkını tanıdılar kadınlara, o yüce gönülleriyle. Kıyıda köşede gezinen o kabarık elbiseli şey de ne? Hah, işte o bir kadındı ve aklının fazlasına ermeyeceği düşünüldüğünden dikiş nakışa, yemeğe temizliğe, tarlaya ekine doğru çizildi yolu. Sorulmadı nereye gitmek istediği, “Başka bir yol daha vardır belki.” diyeninin kesildi sesi, adımları hep eve çevrildi, kadınlar kapıların ardında ne olduğunu uuzuuun yıllar bilemedi. Kadınların nesi var? Ağır işlere koşulmayacak kadar ‘şanslı’ doğdularsa, evleri, çocukları, mutfakları, biçki dikiş aletleri, konukları.  Ama yok, bunların hiçbiri de ait değildi ki kadınlara. Bir daha düşünelim, kadınların nesi var? Görünmeyen emekleri, yok sayılan varlıkları, kutsal denilen görevleri… Hiç de fena ilerlemiyoruz, haydi devam.

Düşünelim. “Azıcık çıkmalı evden, sokaklarda bir soluk almak bu kadar zor olmamalı.” dediniz yahut saçınızı bir başka şekle sokmaya cüret mi ettiniz, işte jet hızıyla kapınızda yepyeni etiketiniz. Kadınların nesi var? Köşe taşlarına basmayı aklınızdan geçirenlerin (bir aklı olduğunu aklından geçirenlerin demeli hatta) kulaklarında çınlayacak türlü çirkin ifadesi. Spor uygun değildi kadın bedenine, bisikletler şüpheli, yüzme cezalı. Pantolonlar mı? Ooo, onlar külliyen yasaklı. Kadınların nesi yok? Dilediklerince giyinme, spor yapma, okuyup eğlenebilme hakları. Bu kadar da nankör olmayalım canım, bardağa dolu tarafından bakmayı da bilmeli, nesi var kadınların? Yürümekte bile güçlük çektikleri kabarık elbiseleri, daracık korseleri, semaya doğru yükselen garip saç modelleri.

Elbette her ülkede, her hanede aynı değildi statüleri, kimi ülkelerde kimi ailelere mensup kadınlar (evet, inanması güç ama) kıyısından köşesinden erişebildi yüksek eğitime. Erkeklerden ne kadar da geç ve nasıl da zor olduğuna değinmeye gerek var mı? Kadınların nesi yok? Eğitim hakkı, çalışabilmeleri için sağlanan imkânlar, yapabileceklerine duyulan güven. Ama cepleri de boş değil büsbütün, bakalım bir neleri var, hıım, yüzlerine kapanan okul kapıları, onları derslerinden kovan hocaları, kırılan özgüvenleri, türlü aşağılama ifadesi bir de her anlarında. Ortada bir eşitsizlik olduğunu görenlerden bazıları, bunu gidermenin yolunun eğitimden geçtiğini düşünüyordur belki, makul görünüyor bu fikir, o tarafa daha yakından bakmalı belki. Ooo, işte karşıdan el sallıyor sakallı sakallı “bilim adamları”. “Kadınlar,” diyor birisi, “fazla duygusal, histerik hatta.”, sözü alıyor beriki ondan ve ekliyor, “Erkekleri memnun etmektir kadınların tek vazifesi.” Bitmiyor elbette sözleri, “Kendileri yaratıcı olamayacakları için erkekleri alkışlasınlar.” buyuruyor öteki. Hiç altta kalmıyor diğeri ve “Kadınlar önemli bir başarıya ulaşmaktan acizdir.” diye ekleyiveriyor hemen. İyi ki hadlerini bildirmişler kadınlara ne demeli, teşekkür için çok da uzakta aramayın isimlerini, azıcık göz gezdirin kitaplıklarınıza, işte orada birer yıldız gibi parıldıyor anlı şanlı isimleri!

Son bir tur, haydi. Kadınların nesi var? Spor yapmaya elverişsiz güçsüz bedenleri, sanatçı olmalarına imkân vermeyen yaratıcılıktan uzak şahsiyetleri… Başka? Zekâdan, dehadan falan bahsetmeyelim hiç, belli ki kadınların köyüne düşmemiştir onların yolları. Kadınların nesi var? Bir kısmının tüm uyarılara rağmen bitmek bilmez bir hırsı varmış örneğin, ne kör bir çaba! Resimler çizmişler tuvallere, şiirler yazmışlar kağıtlara, uzakları merak edip teleskoba bakmaya, matematiğe gönül verip sayıların dünyasında dalmaya niyetlenenler bile varmış aralarında. Ama erkekler bu numaraları yutmayacak kadar zekilermiş elbette, bir bir tespit etmişler kadınların başarısızlıkları, olmadı silivermişler imzalarını, yani adlarını bilecektik de ne olacaktı?  Yılmamışlar der bazıları, çalışmış çabalamış kazanmış adlarını, direnmiş diretmiş almışlar hakları olanı. Ve bugünde de varmış mirasçıları, hani o görünmez olanların adlarının peşinde geziyorlarmış arşivlerde ve “çöp kovasına atılmış” diğer kadınları oradan çıkarmayı görev bilmişler kendilerine. Kadınların nesi var? Kaybolmuş, silinmiş adları ve onları tarihin tozlu sayfalarında bulmayı iş edinmiş genç kuşakları. Kadınların nesi var? Görünmeyen emekleri, yok sayılan adları, artan yoksullukları, ama elbette isyanları, dirençleri, bilinçleri. Kadınların nesi var? Aşıp geldikleri zor yolları, dayatmaları yıkmaya cesaretleri, haklarını isteme inatları, eşit ve özgür bir dünyada yaşama umutları. Kadınların nesi yok diye bakmaya gerek var mı bilmem hâlâ, işte gün gibi ortada, vazgeçmeye hiç niyetlerinin olmadığı.

Kadınların Nesi Var?, ilk gençlik döneminden itibaren okunabilecek müthiş bir yolculuk kitabı. Uzun, çetin, eşitsiz bir yolculuğun mizah dolu kitabı demeli aslında. Kadınlar spora, sanata, bilime; hayata karışmaya, üretmeye yüreklendiklerinde hangi kayalar dikilmiş önlerine, kimler, nasıl tırmanmış bu kayaların tepesine, neyi miras almış kendisinden önceki kadınlardan ve neleri bırakmış imzasının ardında, adı anılmadan cümle kurulamayan erkekler neler demiş kadınlar hakkında, neler neler yasaklıymış kadınların hayatlarında ve neler var bugün ufkumuzda, hepsine birden, daha yakından ama gülerek bakmak için yazılmış Kadınların Nesi var? Hikâye çok da keyif verici değil, kabul, ama gülmenin hâlâ makul kadınlıktan uzaklaşma emaresi sayıldığı günlerde patlamasak mı bir kahkaha?

Kadınların Nesi Var?, Jacky Fleming tarafından yazılıp resimlenmiş. Mavisu Kahya’nın çevirdiği kitabın yayıncısı Desen Yayınları.

Bir Ad, Bir Tarih, Bolca Emek ve Coşkulu Bir İsyan: Kadınların Nesi Var?” için bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s