Sayılarla aram pek hoş değildir. Bunu bilmek için yakınım olmaya da gerek yoktur üstelik, birden fazla sebze aldığım pazar tezgâhlarının müşterileri şahidimdir. Telefon numaralarını ezberleyemem. Dijital saat ekranında gördüğümü telaffuz ederken hata yapmadığım nadirdir, saati soranı da pişman ederim çoğu zaman.
Okumaya devam et “Tepemdeki Huzursuz Baykuş Susmayınca: Görünmez Uli”Etiket: dostluk
Bir Minik Yara Bandı ya da Milyonlarca Öpücük: Sevgi Nedir Acaba?
Biz yetişkinler her gün kullandığımız kelimelerin düşündürdükleri, hissettirdikleri üzerine pek az konuşuyoruz, özellikle anlamlar söz konusu olduğunda, bir nevi ezbere yaşamak yaptığımız. Yetişkinlik örneğin, olgunlaşmayı yüceltirken sıkıcılığı üzerine söylediklerimiz hep eksik sanki. Anlamları üzerine düşündükçe soğuduğum bir kelime yetişkinlik, o yüzden Monika gibi “büyükler” diyeceğim bize, çocukluğun soruların birbirine çarptığı meraklı günlerini geride bırakan ‘olgunluğa erişmiş’ kimselere.
Okumaya devam et “Bir Minik Yara Bandı ya da Milyonlarca Öpücük: Sevgi Nedir Acaba?”Bir Gün, Bir Parkta, Aniden ve Usulca: Kasırga Kız ve Sünger Oğlan
Kitabın kapağına bakar bakmaz tanıdım kendimi, elleri ardında, bakışları şaşkın, ortada öylece duran oğlan çocuğuna benziyordum ben. Onun renkli elbiseli, bol tokalısı; durgunluğu hanım hanımcıklık diye adlandırılan çocuklardan biriydim işte. Ama sadece hiç görmediğim ülkelerin prenseslerine benzetilmeye devam etmek için kaçınmıyordum büyük hareketlerden, işin açığı gönlüm de yoktu hoplayıp zıplamalara pek.
Okumaya devam et “Bir Gün, Bir Parkta, Aniden ve Usulca: Kasırga Kız ve Sünger Oğlan”Yaşamın Kapısını Aralamak: Yemeğini Arayan Tırtıl, Özgürlüğünü Arayan Kelebek, Kelebeğini Arayan Ayşe ve Bulutunu Arayan Su Damlası
Yemeğini Arayan Tırtıl, Özgürlüğünü Arayan Kelebek, Kelebeğini Arayan Ayşe ve Bulutunu Arayan Su Damlası. Dört kitaptan oluşan bu büyüme ve özgürleşme serisini resimli kitap severler yakından tanıyor, biliyorum. Benim de seriyle mesaim hayli eski, minik tırtılın kapılar, pencereler, yollar ardındaki maceralarına ara ara dönsem de hakkında yazma fırsatını yeni buldum.
Okumaya devam et “Yaşamın Kapısını Aralamak: Yemeğini Arayan Tırtıl, Özgürlüğünü Arayan Kelebek, Kelebeğini Arayan Ayşe ve Bulutunu Arayan Su Damlası”Yürümek, Büyümek ve Taşlar Üstüne: Küçük Ayının İlkbaharı
Bugün bir ormanda yürüdüm. Ağaçların, çiçeklerin dallarına, tomurcuklarına baktım, kokladım. Güneş yüzümü yaktı bazen. Bugün gülümsedim. Ve böyle çiçekli, kokulu, sıcak geçeceğini tahmin edemediğim bugün, yılın ilk alerji atağını yaşadım. Bir de kitapçıya gittim, bir kitabı sırf adını çok sevdiğim için, bana bugünü hatırlatsın diye aldım. Bir banka oturup art arda üç kez okudum ve çok, çok sevdim Küçük Ayının İlkbaharı’nı.
Okumaya devam et “Yürümek, Büyümek ve Taşlar Üstüne: Küçük Ayının İlkbaharı”