Uyuyordu mağarasında Bozayı, henüz kış uykusunda olma vaktiydi ne de olsa. Sonra sesler çalındı kulağına, sonra yenileri, gövdesi uyumaya meyletse de kulaklarında çınlayan “Daangg!”lar, “Klankkk!”lar, ”Çotannnk!”lar ve nicesi izin vermedi yatağına dönmesine. Eşi Kestane ve yavruları Kocaoğlan ile Ballıböcüş de uyandı uykularından. İşte bu kötü haberdi çünkü bilirsiniz ki, türünden bağımsız olarak zamansız uyanan her yavru huysuz olur.
Okumaya devam et “Yaşasın İsyan Eden Ayılar : Dikkat İnsan Çıkabilir!”Etiket: kedili kitap
Bir Not, Bugüne, Yarına, Usulcacık: Piraye Hanım’ın Sürprizi
Yaşlanmak, otuzların ikinci yarısında benim en büyük kaygı alanlarımdan birine dönüştü. Hayattan beklentiler üzerine konuşulurken yardımsız yaşlanabilmeyi ilk sıralara yerleştirdiğimi, benim yaşımın bunları düşünmek için çok genç olduğu yönündeki eleştiriler sayesinde fark ettim. Fark ettim etmesine ama kaygımda pek de azalma olmadı, nasıl birine dönüşeceğimi hâlâ çok merak ediyorum, kedileri köpekleri beslemek, bulut izlemek için sokaklarda gezinebilecek miyim acaba?
Okumaya devam et “Bir Not, Bugüne, Yarına, Usulcacık: Piraye Hanım’ın Sürprizi”Yıldız Hanım, Güneş Toplayın Bizim İçin: Bir Balonun Peşinden
Hayat bilgisi kitaplarımızdan belleğimize kazınmış sahneler var. Büyükanne ve büyükbaba, soba kenarında otururdu. Yüzlerinde huzurlu bir gülümseme, belli ki sobası harıl harıl yanan bu evden, anne sofrayı kurarken gazetesini okuyan babadan, ödevlerini yapan, oyunlarını oynayan torunların varlığından; tıkır tıkır işleyen ‘ideal düzen’den hoşnutlardı.
Okumaya devam et “Yıldız Hanım, Güneş Toplayın Bizim İçin: Bir Balonun Peşinden”Yerçekimsiz Bahçeler ve Miyavlayan Korsanlar: Umut Öyküleri
Umut minik bir kız. Şahane bir adı var, ne mutlu ona, sonsuz ferahlık taşıyan böylesi bir sözcüğün zihinlerde tek cinsiyete bedellenmesine izin vermiyor varlığı. Bir insana adı ancak bu kadar yakışır, diye düşündüklerimizden. Gönlünde neşesi, yüzünde gülümsemesi, giysilerinde rengi bol. Hayran olduğu kitap karakterlerine benzemeyi seviyor, en son ne zaman kullandığımı unuttuğum o güzelim “civcivli” sözcüğünü elden ele dağıtmak için sanki gezintileri.
Okumaya devam et “Yerçekimsiz Bahçeler ve Miyavlayan Korsanlar: Umut Öyküleri”“Yeniden Maceraya Atılma Zamanı!”: Arkadaşlık Beklemez
Bir kız çocuğu merakla sokaktaki mama kabına bakıyor. Saçları kısa, etrafta kediler. Bazen olur, kitabın kapağını incelerken kahramanını seveceğinizi düşünürsünüz. Bir daha bakalım: kediler var, yaşıtlarına pek benzemeyen bir çocuk var ve yüzündeki ifadeden anlaşılıyor ki çözmemiz gereken bir gizem var. Maxime ile tanışmak için heyecanlanmayıp ne yapayım?
Okumaya devam et ““Yeniden Maceraya Atılma Zamanı!”: Arkadaşlık Beklemez”