Yazı kategorisi: Okul Öncesi - 3+

Gözlerim Doldu Ama Bir Sor Neden: Üç Kedi Bir Dilek

Üç sevimli kedi, Piti, Pati ve Pus, yemeklerini bitirmiş, bol yıldızlı bir gecede gökyüzünü seyrediyorlar bir çatının tepesinde. Keyifleri yerinde yani. Ta ki bilmiş Pus yıldızlarla ilgili o malum efsaneden söz edene dek… Diyor ki Pus, “Kayan bir yıldız görenin, gerçekleşirmiş dileği”. İşte o anda Piti’ye olanlar oluyor. Beklemeye başlıyor çatıda, gözleri gökyüzü dikili. Öyle merakla bekliyor ki o anı, uyku bile uyumuyor.

Zaman geçiyor, geçiyor, geçiyor, geçiyor, ama Piti beklemekten vazgeçmiyor. Üstelik gözünü gökyüzünden ayırmadığı için başına gelmeyen kalmıyor. Lokmasını yutamayıp boğulma tehlikesi atlatmaktan çatıdan düşmekten son anda kurtulmaya kadar… Ama Piti yılmıyor, kaldığı yerden devam ediyor gökyüzüne bakmaya. Haliyle Pati ve Pus çok endişeli, yalvarıp yakarıyorlar ama nafile. Niçin bekliyor dostları bir yıldızın kaymasını, nedir kendisini bunca yormasına sebep olan dilek?

Düşünüp taşınıyorlar ve Pus’un kurtarma planını uygulamak için işe koyuluyorlar. Bu planda şunlar var: Ödünç alınması gereken bir el feneri, ikna edilmesi gereken bir leylek ve bolca kömür tozu. Ha bir de karanlık lazım, planın doğru işlemesi için. Biraz zorlanarak da olsa her şeyi yoluna koyup başlıyorlar gökyüzünden kayan yıldızı canlandırmaya. Kömür karası bir kedicik uçar mı? Uçar. Minicik bir kedi koca bir el fenerini hedefi milim şaşmadan kullanabilir mi? Kullanır. Piti gökyüzünde kayan bir yıldız görünce sevinçten havaya uçacaksa neden olmasın? Bu miniğin gökyüzünde bir yıldızın kaymasını onca gündür neden beklediğini okurları biliyor sadece.

Sabırlı minik, yıldız gösterisinin ardından nihayet rahat bir uykuya dalıyor, uykusuz kalma sırasını dostlarına devrederek. Pati ve Pus, gökyüzüne bakarak neler düşündüler acaba?

Ayrılmaz Dostlar: Piti, Pati ve Pus
Ayrılmaz Dostlar: Piti, Pati ve Pus

 Dileklere, gelecek temennilerine yaslanmayan biriyim,  çocuk kitaplarında da bu yönde bir tercihim oluyor haliyle. Çocuğu gerçeklikten koparan, hele hayali arzulamanın odağı haline getiren kitaplardan itinayla uzak duruyorum. Üç Kedi Bir Dilek ise dirhem endişe uyandırmıyor benim açımdan. Binasını dilemek üzerine kurmuyor çünkü, her an kulağa çalınabilecek bir söylenceden enfes bir dostluk öyküsü çıkarıyor. Daha önce  Beyoğlu Macerası’nda söz ettiğim gibi, Sara Şahinkanat ve Ayşe İnan Alican’ın birlikte ürettikleri tüm kitaplarda öyle bir uyum var ki, defalarca da okusam tükenmiyor aldığım keyif.

Kedilerin dünyasında, imkânsız görünenler dahil, her şeyin mümkün olduğuna gönülden inanan biri olarak Sara Şahinkanat’ın akıldan çıkmayacak karakterler yarattığını söyleyebilirim. Ayşe İnan Alican’ın üretimlerini hayranlıkla izlediğimi bir kez daha yineleyeyim. Ne kadar acelem olursa olsun imzasının olduğu bir kitabı gördüğüm anda incelerim.  Beyoğlu Macerası’nda olduğu gibi farklı mekânlardaki detay çizimleri  de çok başarılı, hikâye boyunca neredeyse hiç değişmeyen bir mekânda üç kediye odaklanan çizimleri de.  Özetle Üç Kedi Bir Dilek, öyküsüyle çizimiyle, her şeye kadir bir cinsin üyeleriyle, bol yıldızlı gökyüzüyle tadına doyulmaz bir kitap. Okumayı daha da keyifli hale getirmek isteyenler için parmak kuklaları da mevcut kitabın sonunda.

Sara Şahinkanat tarafından yazılıp Ayşe İnan Alican tarafından resimlenen Üç Kedi Bir Dilek, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanıyor.

 Kitapla ilgili görselleri Alican’ın sitesinden edindim, ürettiklerini görmek için ziyaret edebilirsiniz.

Gözlerim Doldu Ama Bir Sor Neden: Üç Kedi Bir Dilek” için bir yorum

Yorum bırakın