Bugün bir ormanda yürüdüm. Ağaçların, çiçeklerin dallarına, tomurcuklarına baktım, kokladım. Güneş yüzümü yaktı bazen. Bugün gülümsedim. Ve böyle çiçekli, kokulu, sıcak geçeceğini tahmin edemediğim bugün, yılın ilk alerji atağını yaşadım. Bir de kitapçıya gittim, bir kitabı sırf adını çok sevdiğim için, bana bugünü hatırlatsın diye aldım. Bir banka oturup art arda üç kez okudum ve çok, çok sevdim Küçük Ayının İlkbaharı’nı.
Okumaya devam et “Yürümek, Büyümek ve Taşlar Üstüne: Küçük Ayının İlkbaharı”Etiket: iş bankası kültür yayınları
Büyü, Büyü, Büyü! : Minik ama Güçlü
Mini. Mini. Resimli kitaplar hakkında konuşmaya başlamadan önce karakterin adını bir kez daha söylemek aklınızdan geçenleri haritalandırmak için yeterli olabiliyor bazen. Birlikte deneyelim. Mini. Mini. Yaşar ufacık bir evde, mini mini teyzeleriyle. Mini. Mini. Korkar bazen kendi düşlerinden bile.
Okumaya devam et “Büyü, Büyü, Büyü! : Minik ama Güçlü”Önce O Alevini Bir Söndür: Yaramaz Ejderhalar
Kahramanlarımız siz deyin, çok uzak bir gezegenden; ben diyeyim tam burnumuzun dibinden. Bir sürü ejderha düşünün, çoğaldıkça çoğalan. Çoğaldıkça yeri daralan, yeri daraldıkça başka yerlere yayılan, yayılacak alan buldukça daha bir hevesle çoğalan. Ortalık ejderha yumurtasından geçilmez; ormanlar dağlar artık onlara yetmez olunca el mahkum şehirlere düşmüş yolları. Ben diyeyim fabrikalar, siz deyin yollar; dört bir yan olmuş ejderha, e haliyle ortalık bol alevli bir salata. Okumaya devam et “Önce O Alevini Bir Söndür: Yaramaz Ejderhalar”
Yo! Yo! Yo! Diye Diye Biten Yolculuk : Mutlu Suaygırı
Hikâyemizin kahramanı biraz mutsuz, biraz meraklı, bir hayli şaşkın. Etrafındaki herkesi bezeyen şahane yetenekler, bir tek onun suya tapan, debelenmekten haz duyan, tembelliğin şiirini yazan iri türünden esirgenmiş sanki. Şunlar harika koşar, bunlar daldan dala atlar, beriki havalara sıçrar… Suaygırları… Suaygırları ise sadece keyif çatar ona göre. Ama bu dinginlik ona göre değildir, ne yapıp etmeli de bu türe ait olmadığını cümle âleme göstermelidir? Okumaya devam et “Yo! Yo! Yo! Diye Diye Biten Yolculuk : Mutlu Suaygırı”
Neşesini Aramaktan Vazgeçmeyenlere: Zeynep’in Oyuncakları
Bir süredir dert yumağı gibi yaşıyordum. Çok da dert edilmeyecek onlarca şeyi büyüttükçe büyütüyor, birazına de bizzat ellerimle çizdiğim kocaman bir çemberin içinde biteviye koşuyordum. Ne kitaplarım, ne mis gibi bahar kokusu, ne de kalk borusu öttüren güney güneşi; kocaman bir kahkaha atıp o çemberi kırmama yardım etmiyordu. Okumaya devam et “Neşesini Aramaktan Vazgeçmeyenlere: Zeynep’in Oyuncakları”