Hikâyemizin kahramanı biraz mutsuz, biraz meraklı, bir hayli şaşkın. Etrafındaki herkesi bezeyen şahane yetenekler, bir tek onun suya tapan, debelenmekten haz duyan, tembelliğin şiirini yazan iri türünden esirgenmiş sanki. Şunlar harika koşar, bunlar daldan dala atlar, beriki havalara sıçrar… Suaygırları… Suaygırları ise sadece keyif çatar ona göre. Ama bu dinginlik ona göre değildir, ne yapıp etmeli de bu türe ait olmadığını cümle âleme göstermelidir?

Türüyle derdi öyle büyütür ki, yolculuğa çıkarken ardında bıraktığı arkadaşlarına kendisine adıyla hitap etmemelerini, bir suaygırı olmadığını söyler öfkeyle. Yol boyunca da hep aynı nakaratı mırıldanır durur:
“Suaygırı olmak istemiyorum. Yo! Yo! Yo!
Zebra ya da bufalo lo lo lo”
Sıkıcı hayatını geride bırakmak için nehirden uzaklaşırken bir maymunla kesişir yolu ilkin. Bu mutsuz kahramana maymunun hayatı öyle eğlenceli görünür ki, kendisini bu türe ait hissetmek için bir engel görmez. Ta ki, maymun daldan dala atlayıp sergilediği hünerleri tekrarlamasını isteyinceye dek. İri gövdesi kırık dallarla birlikte yere çakılıp, aklına özgürce uçan kartallar düşünce de başarısız birkaç uçma girişiminde bulunur. Kartal da olamadıysa kuyruksürenlik ne güne duruyor? O da mı olmadı, sırada bir yenisi, yenisi… Sonunda pes eder, hayallerini ve yenilgilerini yanına katıp ayaklarını sürümeye mecbur kalır su bulabilmek için. Hiç beklemediği bir anda küçük bir su birikintisine rastlar ve karşı kıyıdaki manzaraya takılır gözü! Ne olduysa o andan sonra olur işte. Bir panik, bir hamle, tükenmeyen sözler peşinden. Aranan yetenek bulundu mu dersiniz?

Mutlu Suaygırı’ndan söz ederken ritmine kendimi kaptırır, etraftaki bakışlara aldırmadan bağıra çağıra söylerim şarkısını: “Suaygırı olmak istemiyorum. Yo! Yo! Yo!” Yanıma gelip o bahsettiğiniz kitabın adı nedir diye soranlara da rastladım, oyun provası yaptığımı sananlara da. Yolculuğuna eşlik etmekten böylesine keyif duyarım… Mutlu Suaygırı, özellikle kendini ve etrafındakilerini tanıma çağında karşılaşılan başkasına öykünme, bir diğerine ait özelliğin kendisinde de olmasını isteme gibi sancılı geçiş dönemlerine çok iyi gelecek bir kitap. Hatta bu arayışları ömrünün tamamına yaymış yetişkinlere de önerebilirsiniz.
Kendini sevme ve yeteneklerini hor görmeme öğütlerini hayvanlar üzerinden anlatmak (bu vesileyle hayvanlar hakkında bilgiler de vermek) sık karşılaşılan bir yol. Mutlu Suaygırı’nı benzerlerinden ayıran ise yolculuğu bence. Kimsenin onu yönlendirmesine izin vermediği, aklına düşenin peşinden gittiği, hayallerine sahip çıktığı yolculuğu. Kendisinin hem dayanağı hem kösteği olduğu, deneye yanıla bulduğu, üzüldüğü ama yılmadığı yolculuğu. Bir yol gösterene ihtiyaç duymadan kendisinin aynası olduğu yolculuğundan benliğiyle barışarak ve yola çıktığı andakinden çok daha cesur olarak döndü evine o. Kahramanın yolculuğunun her sahnesine ayrı mekanlarda canlandırmalarla eşlik ederseniz; şarkılı türkülü, oyunlu kahkahalı bir okuma anınız olacak demektir.

Mutlu Suaygırı, Richard Edwars tarafından yazılıp, Carol Liddiment tarafından resimlenmiş. Sahire Aslan tarafından çevrilen kitabın yayıncısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.