Farklı olana, genelgeçer güzellik kalıplarının dışındakilere pek tahammülsüz dünyamız. Bir çerçeve çizilmiş yüzyılların birikimiyle. Onlarca kalıp yıkılmış, yüzlerce yeni söz söylenmiş, teoriler çökmüş, yasalar değişmiş, yıkılanın yerine yenisi kurulmuş; bu söylemiş derken diğeri gelip reddetmiş. Velhasılıkelam her şey değişmiş, ama bu adına güzellik dediğimiz çerçeve pek de oynamamış yerinden.
Okumaya devam et “Seyrek Tüylüleri Seviniz: Sevgi Canavarı”
Etiket: arkadaşlık
Bir “Biz”e Yeter: Postacı Piero ile Gece Bekçisi Marcello
Bizim evde iki yatak, üç bisiklet ve dört koltuk var. Bolca kitabımız da var, ama balığımız yok. Ev büyükçe ama biz sığmıyor gibiyiz yine de. Ev arkadaşım, ben giderken de evde, dönerken de. Zaten yatağa arada bir geliyor, koltuklarda tırnakları törpülüyor, bisikletlere bakıp bakıp şaşırıyor; mutfağı güneşlenmek, salonu da pencereden sokağı izlemek için kullanıyor. Kitaplar en çok raflardan aşağı atarken hoşuna gidiyor. Balığımız olsaydı… Olamazdı. Piero ile Marcello’nun varmış işte, dememe kalmadı, uyudu. Okumaya devam et “Bir “Biz”e Yeter: Postacı Piero ile Gece Bekçisi Marcello”
Gökte Salınan Eğlence: Cici Pisi Tedi Renkli Mutlu Uçurtma
Çocukken bize ait olanı paylaşmayı sevmezdik çoğumuz. Aslnda dünyanın tamamı bize ait olduğundan, sonradan gelen herkes geri adım atmaya mahkumdu. Ama o sıra bizimdi, o salıncak da, bahçe de, balon da… En fazla daimi arkadaşlar kabulumüzdü. Sonradan geleninse vay haline. Bizim olanın etrafına kalın çizgiler çizdik, bize benzemeyeni bir güzel incittik. Ne kadar yanılmışız meğer, hayatın çoğaldıkça keyiflendiğini bilememişiz. Çocukluk işte… Okumaya devam et “Gökte Salınan Eğlence: Cici Pisi Tedi Renkli Mutlu Uçurtma”
Derken Gülümseme Yüzden Yüze: Doni ve Arkadaşları
Çocukken arkadaş edinme konusu sıkıntılıydı benim için. Arkadaş olarak seçilme hususunda etrafımdakilerin hepsinden çok daha şanslıydım, biliyorum. Şartlar gereği herkesin arkadaş olmak istediği kızdım, hele okulun ilk yıllarında. Arkadaşım olmak için uzatılan ellere yanıt verir ama çekingenliğim yüzünden gerçek bir arkadaşlık edinemez, kıvranır dururdum. Yıllar beni hiç değiştirmedi, hala insanlarla tanışma faslı zorludur; kendim olabilmem zaman alır, çoğunlukla da olamam. Çok insanla tanış olmayı, konuşabilmeyi önemser ama az arkadaşlı olmayı tercih ederim. Bilmem, belki de bu yüzdendir yüzümün sıkça asılıyor olması. Bu kanıya nereden mi vardım? Doni’den. Okumaya devam et “Derken Gülümseme Yüzden Yüze: Doni ve Arkadaşları”
Karlı, Kışlı, Havuçlu, Şifalı Bir Masal: Tavşan Çiko’nun Dileği
Şubat taklitçisi bir ekimdeyiz. Kışlıklar dökülüyor, ısınma planları yapılıyor. Vakitsiz ziyaretçi kar soğuğundan şikayet edip dururken, iç ısıtan hikayelere ihtiyaç var tabii ki. Karlı, kışlı, yılbaşılı, çam ağaçlı, biraz hasta yataklı ama bolca şifalı baharatlı, elbette yine bolca havuçlu ve tavşanlı, bir koca dilekli, sıcacık bir masal : Tavşan Çiko’nun Dileği.
Okumaya devam et “Karlı, Kışlı, Havuçlu, Şifalı Bir Masal: Tavşan Çiko’nun Dileği”