Güzel yeşil tüyleri olan bir papağan vardı. Tünemek için yanlış bir yer seçmişti, hepsi bu. Hepsi buydu, belki biraz da merak. Kayıverdi bir yıldız gibi. İşte o andan sonra her şey değişti.
Papağan ayrıldı dünyamızdan. Tünemek için seçtiği yerin ona getireceklerinden habersizdi. Ve ardından yaşanacakların. Papağan dünyamızdan ayrıldı ve “arkadaşı olan küçük kız, arkasından ağladı.” Doğa dengeyi korumada mahirdir; aldığının yerine yenisini koymaya çalışmakta. Ve iyiler anlar doğanın fısıltılarını. Bir portakal, bir ağaç, yapraklar ve yel yasını tuttu papağanın. Ve küçük kız avunsun diye dolandılar etrafında. Çağrılarına gök katıldı ve olanlara anlam veremeyen iyiler. Usta bir yürek, yiten sözcüklerden, deli yelden, yapraklarından ağacın ve kabuğundan bir portakalın; türlü duygu ve türlü renkten yeni bir yaşamın kapısını çaldı.
Papağanın Diriliş Öyküsü, Galeano’nun kaleminden. Bu yüzden kitap hakkında çok bir şey demek gelmiyor içimden. Doğaya, insana ve yaşama dair olanı o kadar yalın ve öylesine derin anlatır ki. Onu yitirdiğimizi öğrendiğim gün, “insan kalmadaki direncimizin akarsuyuydu yazını” demişim. İnsanlığın mirasını kucakladı, çoğalttı, paylaştı.
Papağanın Diriliş Öyküsü yalnızca çocukların değil, her insanın, yitirmek, doğayla bütünleşmek ve yeni bir yaşamı yaratmak konusunda kafasında binbir soruyla okuyacağı bir kitap. Bitirip kenara konulanlardan değil, bitirip hayatı seyre daldıranlardan.
Papağanın Diriliş Öyküsü, Eduardo Galeano tarafından yazılıp Antonio Santos tarafından resimlenmiş. Nesin Yayınevi tarafından yayınlanan kitabın çevirmeni Ayşe Nihal Akbulut.