Bir arkadaşım var. Kedileri çok seviyor. Yalnızlığı da. Kedileri yalnızlıktan daha çok seviyor galiba, emin değilim. Ağaçları seviyor. Denizi ve vapurları da. Ama doğum günlerini asla! Yok öyle koşturması, gürültüsü bol kutlamaları değil, hiçbir ayrım yapmadan doğum günlerini. “Şeeyy, doğum günleri o kadar da kötü değildir aslında” desem, oracıkta iflah olmaz bir şamatacıya dönüşecekmişim gibi hissettiğimden susuyorum.
Okumaya devam et “Ağaç Tepelerindeki Sessizlere: Kediler Doğum Günlerini Sevmez”Etiket: çocuk kitaplığı
Kokulu, İpli, Parisli Bir Macera: Şerlok ve Kayıp Başyapıt
Beni tanıyan herkesin cebinde bana dair birkaç not vardır. Kedileri çok sevdiğim gibi mesela. Ve kitapları. Doğrudur, çok severim kedileri ve kitapları. Ya resimli kedili kitapları? Onlara bayılırım pek tabii. Bu da doğru. Polisiye severim sonra. Resimleri ve müzeleri de. Öyleyse, nasıl olur da bugüne dek Şerlok ile tanışmamış olabilirim ben? İşte, bu bir muamma. Birlikte çözeriz umarım.
Okumaya devam et “Kokulu, İpli, Parisli Bir Macera: Şerlok ve Kayıp Başyapıt”Ayağına Apartman Düşenler, Kendini Kırmızı Balık Sananlar ve Momolar: Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz
Her şey yedi yıl evvel başladı. Yedi yıl evvel “Kucak, yoksa ciyak” günlerinde. Üç basamak ve çekim gücü yüksek o kırmızı düğme sahnedeydi. Annesinin “bu bir mucize.” diyen sesini duyduğunda fark etti olağanüstü güçlerini Maurice Ackerman. Pardon, Süperackerman!
Okumaya devam et “Ayağına Apartman Düşenler, Kendini Kırmızı Balık Sananlar ve Momolar: Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz”Boş Ver! En İyisi Seninkisi!: Başka Bir Anne
Annesi okul çıkışına gelemeyen çocuklardandım ben. Gelemedi, çalışıyordu. Hafta sonları görüşebildiğimizde de hep yetmeye, yetiştirmeye çalıştığından koşturup dururdu. Normal, hayli normal bir anneydi. Çevresindeki annelerden ayrılan özellikleri de vardı ama yine o anneler gibi kendisi olmaya imkanı yoktu.
Okumaya devam et “Boş Ver! En İyisi Seninkisi!: Başka Bir Anne”