Kahramanımızın adı Sinan. Sinan, İstanbul’daki kültürleri ve tarihi eserleri tanımaya meraklı Bilgi Avcıları grubunun üyesi. Bu nedenle köpeği Gezgin’le birlikte gizli görevlere gidiyor ve görevini tamamlamak için bol bol şifre çözüyor. Tabii bir de Bilgi Avcıları’nın define peşinde olduklarını sanıp onları takip eden Şifre Korsanları’nı atlatmakla uğraşmak var …
Sinan’ın yeni görevi, Taksim Meydanı’ndan başlayıp Galata Kulesi’nde son bulan bir Beyoğlu haritası ile sembollerle dolu bir anahtarı paspasının üzerinde bulmasıyla başlıyor (Güzel haber: Bu anahtardan bir tane de okur için var ve doğru kullanıldığında şifreyi çözüp Sinan’ın yeni rotasını önceden öğrenmek mümkün.) Sinan ve değerli görev arkadaşı Gezgin, Rumeli Han, Çiçek Pasajı, Botter Apartmanı, Galata Kulesi gibi tarihî yapıların etrafında turladıkça Beyoğlu tarihi hakkında çok ilginç bilgiler ediniyor okur. Ben Çiçek Pasajı’nın kapısındaki çocuk yüzü kabartmasının neyi simgelediğini ya da uzun zamandır atıl halde duran Botter Apartmanı’nın hikâyesini öğrenince çok mutlu oldum örneğin. Her ipucuyla birlikte çözülmesi gereken yeni bir şifre çıkıyor karşısına Sinan’ın, her çözümle de yeni bir tarihi yapının konuğu oluyor. Yol boyunca peşlerinde gezen Şifre Avcıları’ndan kurtulma yöntemleri de keyfimize keyif katıyor. Haritanın son durağı olan Tünel’e varıp görevi tamamladıklarındaysa macera boyunca neden çok dikkatli davranmaları gerektiğini öğreniyor Sinan. Çünkü teslim aldıkları mektup çok değerli. Kime ulaşacağıysa büyük bir sır!
Taksim ne demek?, semazen kim?, tulumbacılar ne iş yapar?, hünkarbeğendinin hikâyesi ne?, Galata Kulesi hangi amaçlarla kullanılmış? Ve daha onlarca soru. Bu sorulara ancak bu kadar ilgi çekici, bu kadar keyifli yanıtlar verilebilirmiş. Sara Şahinkanat’ı Üç Kedi Bir Dilek’te de coşkuyla okumuştum ama Beyoğlu Macerası ile bir kez daha saygı duydum, hayran oldum yeteneğine.

Çizimler olağanüstü. Müthiş detaylar var. İlk sayfada Sinan’ın elindeki deftere gösterilen özeni görünce her sayfaya dikkatle bakmaya başladım. Çiçek Pasajı’da Ara Güler’le, bir plakçı tezgahında Nazım ve Münir Nurettin’le, duvardaki bir afişte Abidin Dino ile karşılaşılan çizimlere hayran kalmamak mümkün mü? Her sayfasında Ayşe İnan Alican’a kocaman teşekkürler yolladım. Resimlediği diğer kitapları da hemen listeme ekledim. Ki kendisi bu kitaptaki çizimlerle 2011 IBBY Onur Listesi’ne seçilmiş.
Hazır okulların açılmasına daha zaman varken Bilgi Avcıları’na eşlik etmenin; elde kitap bahsi geçen yapılara biraz daha özenle bakarak, detaylarda kitaba konuk olan sanatçılar hakkında da konuşarak Tünel’e varmanın tam vakti bence. Hızlı davranmakta fayda var zira Sinan’ın ipuçlarından birini bulduğu Hacı Abdullah Efendi lokantası artık yok. Hemen yanındaki Hüseyin Ağa Cami şantiye halinde. Güzelim Beyoğlu koca bir alışveriş merkezine dönüşmeden maceraya atılın!Bilgi Avcıları Gizli Görevde Beyoğlu Macerası‘nı Sara Şahinkanat yazmış, Ayşe İnan Alican resimlemiş. Kitap, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanıyor.
Bilgi veren kitabın sıkıcı olabileceği kaygısına dair küçük bir not: Konusundan söz ederken “… hakkında bilgi de veriyor.” denilince kitaptan korkan yetişkinlerle çok karşılaştım. Bu kitap için de benzer şeyler düşününler olabilir. Böyle durumlarda aklıma Cemal Süreya’nın çocuk edebiyatı hakkında söyledikleri geliyor. “Derslerde öğrendiği karmaşık, yoğun bilgileri anlayan çocuğun kitapları anlayamayacağını düşünmek neden?” diye sorar Süreya ve ekler “Çocuklara her şeyden söz edebilebilir, enflasyondan bile, çocuklar her şeyi anlar. Bilgiçlik taslamadan yazılsın, serüvenler, düşler, bilgi de olsun.” Bence Beyoğlu Macerası Süreya’nın çocuk edebiyatı tarifine çok uygun bir kitap.
Görsellerin bir kısmını da edindiğim Ayşe İnan Alican’ın sitesi: http://www.cizeriz.biz/
“Haydi Yola Koyulalım: Beyoğlu Macerası” için bir yorum