Yazı kategorisi: Okul Öncesi - 3+

Hüngür Hüngür Ağlayan, Sıkı Sıkı Sarılan Kahramanlar: Sert Çocuklar

Çocuk kitaplarında toplumsal cinsiyet dosyası üzerine düşünürken masama göz atıyorum: Erkeklikler, Erkeklik: İmkânsız İktidar, Hegemonik Erkeklik… Gözüme ilk çarpan kitaplar bunlar, en üstte onlar var, en çok onları okumuş, onları hırpalamışım.

Okumaya devam et “Hüngür Hüngür Ağlayan, Sıkı Sıkı Sarılan Kahramanlar: Sert Çocuklar”
Yazı kategorisi: Okul Öncesi - 5+

Boş Ver! En İyisi Seninkisi!: Başka Bir Anne

Annesi okul çıkışına gelemeyen çocuklardandım ben. Gelemedi, çalışıyordu. Hafta sonları görüşebildiğimizde de hep yetmeye, yetiştirmeye çalıştığından koşturup dururdu. Normal, hayli normal bir anneydi. Çevresindeki annelerden ayrılan özellikleri de vardı ama yine o anneler gibi, kendisi olmaya imkânı yoktu. Onların imkânsızlığı bizim imkânlarımızın yolunu döşedi çoğunlukla.

Okumaya devam et “Boş Ver! En İyisi Seninkisi!: Başka Bir Anne”
Yazı kategorisi: Genel

Küllü, Kedili ve Kılsız, Kabaksız: Külprensi

Resimli kitapların prensesleri, tahtları taçları devirip saraylardan kaçıyor bir süredir.  Kabarık elbiselerle salonlarda salınıp durmaktan yılmışlar. Her daim uslu, itaatkâr, ölçülü olmaya itirazları var. Yeteneklerinin “erkekler kadar” denen ayrımcı bir ölçü üzerinden değerlendirilmesine isyan ediyorlar. Peki ya prensler? Onlar da sıkılmış mı bu daimi iktidar oyunundan?

Okumaya devam et “Küllü, Kedili ve Kılsız, Kabaksız: Külprensi”
Yazı kategorisi: Okul Dönemi - 7+

Hüzünlü Anıların Fantastik Koleksiyoncusu: Fikri Rüyakaçıran

Çocuk kitaplarını neden seviyoruz? Pek çok farklı yanıt vardır elbet. Ama ‘griye karşı renk’ güçlü bir ortak payda olabilir. Kentlerin gri binaları, gri dumanı fabrikaların, yaş aldıkça yüreğe çökmeye başlayan o gri tortu. İşler güçler, ödevler, hep bir yere yetişmeler ve her daim yetememeler. 

Okumaya devam et “Hüzünlü Anıların Fantastik Koleksiyoncusu: Fikri Rüyakaçıran”
Yazı kategorisi: Okul Öncesi - 3+

Tekeri Çayırlı, Selesi Fırfırlı: Mavi Fil Tombik

Hafıza ve öğrenmeden ne zaman söz edilse, konu döner dolaşır bisiklet sürmenin asla unutulmadığına gelir. Bir bisiklet selesinden kaç yıl ayrı kaldığınız zerrece önemli değildir bu iddiaya göre; ilerlemek için oturmak yeterlidir. Ancak iddianın bilimsel araştırma ya da yaygın deneyimle destekleniyor oluşu ikna etmez beni hatta ne yalan söylemeli biraz kızdırır. Çünkü ben bisiklete binmeyi sürekli unuturum!

Okumaya devam et “Tekeri Çayırlı, Selesi Fırfırlı: Mavi Fil Tombik”