Hâlâ yapılıyor mu bilmiyorum, bizim zamanımızda (dinozorlar falan sağdı o vakitler) okul gezileri olurdu düzenli. Zaptımızın daha kolay olduğu ilkokul dördüncü sınıftan itibaren iyice çeşitlenirdi geziler. Boydan boya çamura battığım ormanı tanıma ve fidan dikme şenliği de okul gezisi kapsamındaydı, ailem olmadan yaptığım ilk Sultanahmet turum da.
Okumaya devam et “Herakles’in Omzunda, Gizlice: İnanılmaz Bir Gecenin Hikâyesi”Etiket: müze
Kokulu, İpli, Parisli Bir Macera: Şerlok ve Kayıp Başyapıt
Beni tanıyan herkesin cebinde bana dair birkaç not vardır. Kedileri çok sevdiğim gibi mesela. Ve kitapları. Doğrudur, çok severim kedileri ve kitapları. Ya resimli kedili kitapları? Onlara bayılırım pek tabii. Bu da doğru. Polisiye severim sonra. Resimleri ve müzeleri de. Öyleyse, nasıl olur da bugüne dek Şerlok ile tanışmamış olabilirim ben? İşte, bu bir muamma. Birlikte çözeriz umarım.
Okumaya devam et “Kokulu, İpli, Parisli Bir Macera: Şerlok ve Kayıp Başyapıt”Keşfetmenin Coşkusu: Çocuk Kitaplarında Müzeler
Pandemi koşulları hayata karışmaya daha fazla imkân tanır olsa da hala masa başında bolca vakit geçiriyoruz. Ben de bu mesaiye biraz olsun keyif katabilmek için 18-24 Mayıs tarihleri arasındaki Müzeler Haftası için yazdığım yazıyı paylaşmaya karar verdim.
Okumaya devam et “Keşfetmenin Coşkusu: Çocuk Kitaplarında Müzeler”İçi Kıpır Kıpır, Dışı Rengarenk Bir Keşif : Müze
İki yıl önce bu mevsimde bir müzede ağladım. Nasıl olduğunu hiç bilmiyorum kalp ritmim hızlandı ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Etrafımdaki insanlar bana biraz şaşkın biraz da kınayan gözlerle baktılar. Oysa çok sessizdim, onların seyir zevkini engellemiyordu benim duygularım. O ressama hayrandım, özellikle de o tablosuna. Okumaya devam et “İçi Kıpır Kıpır, Dışı Rengarenk Bir Keşif : Müze”