İlk yazıda tek bir kitaptan değil bir yazar ve bir çizerin birlikte yarattıkları kitaplardan bahsedeceğim. Çocuk kitaplarına düşkünlüğümün sebeplerindendir çünkü ikilinin kitapları. Yazar Julia Donaldson ve çizer Axel Scheffler’den söz ediyorum. İkili Tostoraman sayesinde dünyanın pek çok yerinde çocukların gözdesi. Bu kitap 32 dile çevrilmiş, müzikal oyunu hazırlanmış. Boyama kitapları, kart oyunları, el kuklaları, şapkaları satılıyor. Türkiye’de de ilk bu kitapla tanındılar. İyi ki de tanındılar! İkilinin kitaplarının geniş bir hayran kitlesine sahip olması beni çok mutlu ediyor çünkü çocuklara sürekli prensesler, prensler, saraylar anlatan ya da parmağını sallayarak ders veren çocuk kitaplarından hiç hoşlanmıyorum. Çocuklara “güzel/çirkin”, “iyi/kötü” gibi kavramları etrafını sertçe çerçeveleyerek sunan kitaplardan yani… İkilinin hiçbir kitabında karşılaşmadım bu tip olumsuzluklarla. Griyi de tanıyan, koşarak merdiven çıkmayı dert etmeyen insanlar olmalarına katkısı olur diye umuyorum. Minik Balık’ın hikayesi örneğin “yalancı çoban” eleştirelliğiyle anlatılmadı; sürekli hayallere (algıya göre yalanlara) daldığı için sonunda başına gerçekten çok kötü işler geldiğini vurgulanmadı. Zogi’nin Prenses İnci’si süslenip püslenip sarayda boş boş gezmektense insanları iyileştirmek için dere tepe gezmek istediğini anlattı okuruna. Çok konuşkan hayvan kahramanların hiçbiri kurnazlığı övmedi, kazanmanın önemini gözümüze sokmadı. Bu güzel hikayeler Scheffler’in müthiş çizgileri ve sevimli karakterleriyle buluşunca okumaya doyum olmadı tabi.
Gelelim hikayelere…

Meşhur Tostoraman minik bir farenin kendisini diğer hayvanlardan korumak için yarattığı korkunç bir ‘canavar’. Ya da minik fare öyle sanıyor. Günün birinde ormanda hayali ‘canavarı’yla karşılaşıncaya kadar… Macera asıl o zaman başlıyor!

Bir de yavrusu var Tostoraman’ın. Minik fare kendisini Tostoraman’ın hikayeleri ile koruyordu. Bu kez sıra Tostoraman’da. O da yavrusunu ormanın bilinmezliklerinden korumak için korkunç koca farenin hikayelerini anlatıyor. Meraklı yavru ormanda fare ile karşılanca neler olduğunu Tostoraman’ın Yavrusu’ndan okuyabilirsiniz.

Sabah koşusunu yapmak için çıktığı yolculuğuna bir bumerang, bayrak direği ya da kardan adamın kolu olarak devam etmek zorunda kalan Değnek Adam’ın macerası bir diğer kitapları. Eve dönmek konusunda ümidini yitirirken bacaya sıkışan Noel Baba da dahil oluyor hikayeye… Doğadaki diğer canlılara saygı duymak konusunda sıcacık bir hikaye.

Zorbalığın akla yenildildiği bir kitap Maskeli Fare. Ormandaki tüm hayvanları soyarak geçinen zorba fare, Cesur Bayan Vakvak’ın müthiş planı sayesinde hayatını çalışarak sürdürmek zorunda kalıyor. “Çıkar bakalım börekleri çörekleri / Dök bakalım çikolataları, kekleri” diye yol kesen, karınca sürüsünün bir tek yeşil yaprağını bile çalan fareyi ormanın efendiliğinden bir pastane çalışanına dönüştüren hikayeyi okuyabilirsiniz bu kitapta.

Okulunun en başarılı öğrencisi olan zeki ejderha ile doktorluğu prensesliğe tercih eden İnci’nin hikayesi Zogi’de. Daha da başarılı olmak çalışıp duran Zogi her çalışma sırasında ufak tefek kazalar geçirir. Uçuş talimleri yaparken ağaca toslar, ateş püskürtmeyi öğrenirken kanadını tutuşturur. Prenses İnci ise yara bantları, bandajlarla yardımına koşar Zogi’nin. Ve bir gün cesur bir şövalye İnci’yi kurtarmaya gelir. Ama İnci’nin sarayda gezinip durmaktan başka hayalleri vardır. Başarılı ejderha ve cesur şövalye de bu hayalde ona eşlik etmeye karar verir.

Minik Balık Okyanus Macerası’nda okula geç kaldığı her sabah için eşsiz bahaneler yaratan; kendi minicik, hayalgücü hayli geniş bir balığın hikayesi var. Bir sabah mürekkep balığının kolları arasında kaldığını, bir sabah hazine sandığından denizkızı tarafından kurtarıldığını anlatır sınıftakilere. Hikayeleri kulaktan kulağa yayılırken deniz canlılarıyla da birbir tanışırız. Ama işler her zaman yolunda gitmez, Minik Balık bir sabah asla hayal bile edemeyeceği bir hikayenin içinde bulur kendini ve kurtulduğunda sadece denizdekilerin değil yazara anlatılan hikayesi sayesinde tüm dünyanın tanıdığı bir kahramanına dönüşür.

Pırtık Tekir ise dostu Hüsnü ile sokak şarkıcılığı yapan bir kedinin öyküsü. Türlü aksilikler sonucunda dostunu kaybeden Pırtık, önce aşık olur sonra çok sevildiği ve eğlendiği bir eve kavuşur. Ama dostunu hiç unutmaz. Hatta minik yavruları Afacan, Minnoş ve kendisinin minik bir kopyası olan Cimcir Tekir bile unutturamaz dostunun boşluğunu. Arar bulur sonunda Hüsnü’yü. Bir tercih yapması gerekirken Cimcir çıkıverir ortaya…

Arkadaşlarını eğlendirmek ve onları başlarına açılan dertlerden kurtarmak için oradan oraya “koşturan” kurtçuğun öyküsü Süper Kurti’de. Kurti, onun yeteneklerini zengin olmak için kullanmaya karar veren kertenkelenin tuzağına düşer. Bu eğlenceli ve yardımsever kurtçuğun kendileri için ne kadar değerli olan farkeden arkadaşları da müthiş bir dayanışmayla kurtarırlar dostlarını. Ahalinin kendileri için bere, kemer, kaydırak, hula-hop olmuş “hem akıllı, hem kuvvetli” Süper Kurti’lerini kurtaran planını merak edenler okuyabilir.

Nohut Oda Bakla Sofa’da darlığından yakınıp durduğu evini bir tavuk, bir keçi, bir domuz ve bir inekle paylaşmak zorunda kalan yaşlı bir kadının hikayesi var. İyice daralan evdeki konuklar pek de yaramazlar üstelik. Keçi perdeleri kemirip duruyor, domuz kileri boşaltıyor, tavuk halılara yumurtluyor, inek masanın üstünde tıkır tıkır oynuyor! Bu konukları eve davet etmesini öğütleyen bilge dostu nasıl yardım edecek yaşlı kadına?

Eski püskü elbiselerinden kurtulup yenilerine kavuşan devimiz çok mutlu. Ama yol boyunca boynu üşüyen bir zürafa, evi yanan bir fare ailesi, bataklığı geçmek için çare bulamayan bir köpek ve daha nicesiyle karşılaşır. Ancak hepsinin derdinin dermanı devde. Kravatını, kemerini, ayakkabısını dağıtıp durur ihtiyacı olanlara. Her giden eşyanın ardından daha da mutlu olup şarkılar söyleyen dev, kitabın başında bıraktığı eski elbiselerini giyer yine. Ama olsun o Kasabanın En Şık Devi bizim için.

Süpürgede Yer Var mı? kedisiyle çıktığı yolculuk boyunca sürekli bir eşyası uçuveren cadının hikayesi. Kaybolan eşyalarını ararken yeni dostlar ediniyor. Şapkasını bir köpek, kurdelesini bir kuş, sihirli değneğini ise bir kurbağa buluyor ve onlar da katılıyor yolculuğa. Nüfusu sürekli artan süpürge kırılınca cadı bir ejderhanın eline düşüyor. Ancak öyle güçlü dostları var ki ejderha ardına bakmadan kaçıyor. Bu dörtlü koca ejderhayı nasıl alt etti?

Dünyayı ve denizin derinliklerini öğrenmek için yanıp tutuşan minik salyangoz ile onu kuyruğunda tura çıkaran kambur balinanın maceraları Salyangoz ile Balina’da. Kendisini ateş püskürten dağlarla, göğe yükselen buzullarla, altın kumsallar ve kabarıp coşan dalgalarla tanıştıran dostunu kurtarmak için önce okuldaki öğrencileri sonra kasaba halkını seferber ediyor minik salyangoz.
Minik Balık Okyanus Macerası, Maskeli Fare, Zogi, Pırtık Tekir, Değnek Adam ve Süper Kurti İş Bankası Kültür Yayınları; Tostoraman, Tostoraman’ın Yavrusu, Süpürgede Yer Var mı, Nohut Oda Bakla Sofa, Salyangoz ile Balina ve Kasabanın En Şık Devi Popcore tarafından yayımlanıyor. Ali Berktay’ın da Yıldırım Türker’in de bol kafiyeli, eğlenceli çevirilerini çok seviyorum. İş Bankası Kültür Yayınları kitapları sert kapaklı olarak hazırlıyor, kitaplarıyla uyuyan hayranlar olduğunu düşününce dayanıklılık açısından bu uygulama daha başarılı geliyor bana.
İkilinin birkaç kitabını okuyan çocuklar için hoş bir sürprizi var. Kahramanlar diğer kitaplarda ‘konu’” olarak çıkabiliyor karşımıza. Tostoraman örneğin; Maskeli Fare’de bir kurabiye, Zogi’de bir arma olarak görünüyor.
İkilinin ayrı hazırladıkları kitapları da var. Julia Donaldson’ın Prenses Ayna Güzeli Serisi ve Yataktan Düşen Ayıcık’ını okudum, Axel Scheffler’in ise diğer kitaplarını okuma imkanım olmadı maalesef. Onlar hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz Tostoroman’ın sitesi www.gruffalo.com ‘a göz atabilirsiniz.
Maskeli Fare’yi hiç beğenmedim.Zorlama bir şiirsel anlatım ,cümleler devrik, yanlış okudum galiba hissi yaratan tuhaf bir dili var.Sorunun çeviride olduğunu düşünüyorum çünkü yazarın 2 kitabını daha okuduk anlatım gayet iyi.Kitaba çok kötü dersem haksızlık etmiş olmam.Şiirsel anlatımsa mevzu ,maskeli fare ye kötü demezsem asıl Şafak Okdemir,Mavi Kız uzun bir Yol’a haksızlık olur.
Merhaba,
Yazarın diğer kitapları kadar tutkunu olmasam da Maskeli Fare’yi de çok severim. Ali Berktay’ı da hem yetişkin hem de çocuk kitaplarında çok yetkin bir çevirmen olarak bilirim. Maskeli Fare’yi okurken anlatımda bariz bir kötü hal hissetmedim açıkçası.
Olsun, Maskeli Fare’de değilse de Donaldson’ın diğer kitaplarını sevmek konusunda hemfikiriz:)
sevgiyle..